30 Temmuz 2013 Salı

Senin kokunla ikinci ayımız....

Nerden başlasam nasıl anlatsam bilemiyorum.Kafamı toplayıp iki kelimeyi bi araya getirip şuraya yazmaya zorlandığım şu günlerde diyorum ki zaten kelimeleri bi araya getirmeyi becerebilsem de yaşadığım duyguları ifade etmeyi beceremeyeceğim :) Minik adam hayatımıza gireli  iki ay oldu .Ve ben günlerdir daha önce bilmediğim,tatmadığım nice duyguyla tanıştım.
Dalgalandım,duruldum,aştım,coştum,uçtum,kaçtım vs vs :) Anlatamıyorum işte…
Canım oğlum daha öncede söylemiştim sen geldin ve ömrüm cennete döndü,seni uyurken bile özlüyorum.seninle dolu dolu iki ay geçti ve allahımın gönderdiği en büyük en güzel hediye sensin.iyiki geldin iyiki anne olarak beni seçtin.seninle olmak bambaşka bir duygu artık gülücükler atmaya başladın neye güldüğün belli olmasada budurum beni çok mutlu edıyor..senin varlığında dünyam değişti.iyiki geldin seni çok sevıyoruz

31.07.2013 bugün doktor kontrolümüz vardı.
  • 2. ay aşısı : Karma (DBT-Çocuk felci) + Verem , Rotavirüs(1.) ve Pnömokok(1.)aşıların yapıldı.kalça ultrasonu Çekildi.bunların dışında kilon 6.040gr boyun 60 cm olmuş.randevumuz sabahtı sonrasında öğlene alındığı için cici annen ferah bizi hastaneye götürdü.Herşeyin yolunda olması çok güzel.Eve geldiğimizde çok huysuz dun ve ben ateşin çıkacak diye çok korktum bugece bana haram oldu ama şükürler olsun atlattık.(bu yazıyı iki gün sonra yazdığım için bukadar eminim):))

    yavru kartal hastane için hazır..


25 Temmuz 2013 Perşembe

Babamıza özel..



Koca yanak..
Ben senin annenim, iç güdüsel olarak bağlıyım sana. Biz seninle aynı vücudu, aynı vücutta aynı ruhu paylaştık. Seni bu kadar çok sevmem, sana olan bağlılığım, seni her şeyin üstünde tutmam benim doğam gereği. Her anne bunu hisseder...
Ama ya baban?! 
Derler ki: "Bir kadının anneliği hamileliğiyle başlar ama bir erkek ancak çocuğunu kucağına aldığında baba olur."  Babandan önce benim için de bu böyleydi. Baban! Tabuları yıkan adam! Seninle ilgilenmesini bir görsen, daha doğrusu keşke hatırlayabilsen...  Bir kere bile "Ben altını değiştirmem" demedi. Hatta altını değiştirirken mutlu oluyor adam! Altını açtığımızda senin mutluluğun onu da mutlu ediyor. Bıcı bıcı yaptırırken seninle eğleniyor. Onun kollarında hemen uykuya dalıyorsun. Yalnızca kucağının büyüklüğünden olduğunu sanmıyorum, küçücük olmana rağmen babanın sana verdiği sevgiyi, huzuru ve güveni hissediyorsun eminim.

Eminim seni kızdıracak şeyler yapmıştır şimdiye kadar, (sen bu yazıları büyüdüğünde okuyacağın düşünülürse)kesin sana koyduğu yasaklara ya da vermediği izinlere çok öfkelenmişsindir ama Baban kimseyi incitmez.Hatttaa incitilmesi gerekenleri de incitmez. Bir söz söylemeden önce sekiz defa düşünür, benim gibi fevri değildir.
Olur da günün birinde kendini bilmezin biri "Anneni mi daha çok seviyorsun, babanı mı?" diye sorarsa ve senin cevabın "Babamı" olursa; üzülmem ama sen yinede ikisini de:))ne gerek var sadece babamı deme canım.
Hayatımda verdiğim en güzel karardı babanla evlenmek. Hayatımda yaptığım en güzel şeydi onun çocuğunu dünyaya getirmek.
İkinizi de çok seviyorum!


23 Temmuz 2013 Salı

Baba ve oğul...


Ben ev işleriyle meşgul ken demire babası baktı.Babasıyla birliktyken  hafta içi yaptıgı huysuzluklar  yapışık ikiz gibi yaşama durumumuz nedense ortadan kalkıyor.tüm gün sarılıp uyudular tabi ben gördükçe sınır krızı gecırdım sanırım demırın tüm işkencesi bana..yanından bir sanıye ayrılma ma izin vermeyen Demir'in babasıyla birkaç karesi....
Uzmanlar diyorki.....



Sağlıklı bir baba - çocuk ilişkisi nasıl kurulabilir?
 

Babalık öğrenilebilir bir kavramdır. Sanırım iyi baba olmak isteyen tüm babaların bilmesi gereken en önemli mesaj da budur. Çünkü hiç kimse iyi baba olarak doğmaz. Sevgi, sabır, araştırma ve öğrenme baba olmanın temel koşullarındandır.
 

1. Çocuğun doğumundan itibaren onun bakımında (çocuğu besleme, avutma, uyutma, banyo yaptırma vb.. ) anneye yardımcı olmak sağlıklı baba - çocuk ilişkisinin başlamasını sağlar.

2. Çocukla oyun oynama ya da birlikte bir etkinlikte bulunma (alışveriş yapma, balık tutma, oyuncaklarla oynama, maça gitme, sinemaya gitme vb...) sağlıklı bir ilişki için vazgeçilmezlerden biridir.

3. Babanın çocuğunu övmesi, onun olumlu özelliklerinden söz etmesi çocuk için son derece önemlidir. Ancak övgü gerçekten hak edilmiş ve samimi olmalıdır.

4. Baba çocuk için sürekli “meşgul ve yorgun” olan bir birey olmamalıdır. Çocuk istediğinde babaya ulaşabilmeli, baba eve geldiğinde yorgunluğunu çocuklarıyla birlikte çıkarabilmenin yollarını denemelidir.

5. Çocuğun yaşı kaç olursa olsun anne babanın sevgisine ihtiyacı vardır.

6. Çocukların özel günleri babalar için iyi bir fırsattır. Çocuğun okulda bir gösterisinde, doğum gününde ve diğer etkinliklerinde yanında olmak baba – çocuk ilişkisini pekiştirecektir.

7. Çocukların da bizler gibi değerli olduğunu hissetmeye ihtiyacı vardır. Bir söz, bir dokunuş ya da içten bir gülücüğün değeri hiç bir şeyle ölçülemez.

çılgın fotolarım..:)))









Dün-bugün-yarın

Bugünlerde çok beğendiğim bir yazıyı (belkide şiiri ) seninle paylaşmak istedim.ben bunu yani bugünü senle yaşamaya başladım.saçma telaşlardan başkalarına verdığım değerin karşılığını göremeyip üzüldüğüm anlatdan.olmayacak dost arkadaş kardeş adı altında hayatıma soktuğum ve sonrasında hayatlarında verdiğim kadar olduğumu öğrendığımde ağlayıp yıkılmaktan sayende kurtuldum..şuan senin yardımınla okadar net görüyorumki herşeyi,evet oğlum annen çok hatalar yaptı sen yokken en büyük hatasıda güvenmek oldu belkide kendinden çok güvenmek şimdi beni hakedenler hayatımda sadece ve değer vermeyi sevilmeyi bilenler gerisi sadece gölgeden ibaret..






Çok zaman önceydi. O kadar zaman önceydi ki zaman diye bir şey yoktu.



İnsanlar güneş doğup batıncaya kadar yaşıyorlardı hayatı. Bir daha hiç olmayacakmış gibi dolu ve anlamlı.Derken zaman diye üç parçalı bir şey icat etti insan.Bir parçasına dün dedi, diğer parçasına bugün, öteki parçasına da yarın.



Sonra fesat karıştı zamana ve insan bugünü unuttu. Dünü düşünüp pişman oldu,yarını düşünüp telaşlandı; ama işin ilginç tarafı tüm telaş ve pişmanlıkları güneş doğup batıncaya kadar yaşadı.Farkında olmadan rezil etti bu gününü.



Oysa yarın, bugüne dün diyor, dünde bu gün için yarın diyordu. Bir türlü beceremedi. Bir eliyle yarına, diğer eliyle düne yapıştı. Bu günü eline yüzüne bulaştırdı...Mutsuz oldu insan. Ve ne gariptir ki yarının telaşı da, dünün pişmanlığını da hep bugün yaşadı; ama bugünü hiç yaşayamadı.Ne yarın ne de dün!



Can Dündar


Demir dile gelseydi eğer...

Demir'in gözünde annesi... Yani ben


  • Annem uyurken ağlarsam uyanıp beni kucağına alması 8 saniye, annem oturma odasındayken ben ağlayarak uyanırsam yanıma gelip beni kucağına alması 12 saniye sürüyor.
  • Eğer üç kere kahkaha atarsam beni sıkıştırıp öpüyor.
  • Mızmızlanmama en fazla 2 saat dayanabiliyor sonra bana kızıyor.
  • Attığım çığlıklara karşı en fazla 15 dakika sabrediyor sonra benim ilgimi başka yöne çekmeye uğraşıyor.
  • Beni ana kucağına oturttuktan sonra mızmızlanmaya başlarsam en fazla 5 dakika sonra kucağında oluyorum.
  • Yattığım yerde "Uu uuu" yapıp kollarımı ve bacaklarımı çırparsam üstüme saldırıp beni öpücüklere boğuyor.

Biraz bilgilenelim değilmi...

Şehir içinde bir yerlere gidecekseniz bebeğinizin çantasında olması gerekenler:

1) Eğer sadece anne sütüyle besleniyorsa memelerinizin yanınızda olduğundan emin olun :))Ama eğer mama veriyorsanız; termosunuzu, yedeğiyle birlikte biberonunuzu ya da kaşıklarınızı unutmayın.(benim için durum biraz farklı süt sağım makinemi unutmamalıyım)
2) Salya mendilleri
3) Yedeğiyle birlikte emziği

4)alt açma örtüsü 
5)4-5 adet bez
6) Mevsimine göre iki takım kıyafet. Arkadaşlar 3 saat içerisinde iki defa kaka yapıp kıyafetlerini batırma potansiyeline sahipler. Bu dediğimi yabana atmayın.
7) Islak mendilleri
8) 2 tane poşet (Biri bezleri, diğeri kirlenen kıyafetleri için)
9)Pişik kremi
10) Sinek kovucu ve güneş kremi
11)Battaniyesi
12)Eğer birinin evine gidiyorsanız koltuğun üzerine yayıp, bebeğinizi yatırmanız için çarşaf vb örtü.
13) Şapka
14) Kendi cüzdan, telefon ve anahtarınız.

Tüm bunları hazırlayıp Demir'i giydirmek zaten en az iki saati buluyor,çıkmasakmı acaba??

Bizim zamanımızda çocuk olmak

Bir bebeğiniz olmak üzereyse veya olmuşsa kendinizi bu çılgınlıktan uzak tutmak çok zor .Her gün internette öyle ürünlere rastlıyorum ki... Mesela emekleme dizliği... İlk gördüğümde çok şaşırmıştım. Kendimi düşündüm; acaba dizlikler olmadan nasıl emeklemişim diye :)) zor günler olsa gerek..Şöyle bir düşününce de "Neden olmasın, çıplak dizlerle halılarda dizlerini tahriş edeceğine bu dizlikleri takarız..." 
Bugun internette gördüğüm bir üründen sonra artık oha!dedim.ilk adım pantalonu evet evet doğru tam ismi bu.
Bense artık şans eseri yaşadığıma kanaat getirdim. Emekleme dizliğim de yoktu, kıç üstü düştüğümde acımı azaltacak donumda olmadı belkide popom bundan küçük tü:))ilk adım pantolonum olaydı belkide popom daha büyük olurdu:)
Bizim zamanımızda ne dönence vardı başımızda,nede bukadar çeşit oyuncağımız.temcere tava işte daga nolsunki..her yıl yaz gelsede alamanyadan teyzeler gelse oyuncak kıyafet getırse dıye beklerdık.eskiye az kullanılmışada razıydık yani..şimdi şükürler olsun daha şanslı bebeklerimiz...alaman teyzemde yok yani demir şükretmelisin annende babanda uğraşıyo senin için ha bu yazıdan bizim annelerimiz uğraşmamış anlamıda çıkartılmasın ozamanlar daha zordu alım gücü yoktu ya gereksiz masraflı çocuğa alınan oyuncak yada çok paraydı bilemem.ama bizde güzel çocukluk gecırdık oyuncagımız ilk adım pantolonumuz olmasada :)))

22 Temmuz 2013 Pazartesi

son dakika fotoları.



değişik uyuma şeklimiz:)






ilk gülüşlerimiz..



güzel bir gülümseme

demir in yakınlarıyla fotoları

teyzen



tamer-mine ve sen

beste teyzen ve sen

Mevsimlerden demir..


Kış imiş  mevsim , ben doğduğumda. Ama zorluk, mücadele, sertlik ,sıkıntı değildi anlam yüklenen.
Ferahlıktır, genişliktir etraf. Ufukta görebildiğin   kadar.
Eşitlikti beyaz, güzelle çirkini ayırt etmeyen.
Güzellikti pırıl pırıl parlayan, çirkinlikleri örten.
Dinlenme mevsimiydi çiftçiler için yorgunluk sonrası ve öncesi olan. Birliktelik ve yakınlaşma idi aileler ve dostluklar için uzun kış gecelerinde olan birliktelikler. Sıcacık kuzinenin fırınında  pişen ekmekler, patatesler, üstünde kaynayan suyun sesiydi.Hayvanların   önüne saman konulmasıyla başlayan  gevşeklikti ,belki biraz tembellikti beyaz.
Neşe idi mesela… Çocuklar için, aileler için. Kardan adamların boy boy görüntüsüdür, en büyük kar yuvarlamaların izleridir beyaz.bata çıka okula gıtmekti cocuklar için.

Senin doğduğunda 


Sıcaklıktı,sevinçti, coşkuydu, uzunluktu, yorgunluktu gelen.Olgunluk mevsimiydi. 
Ömrün en parlak ve en uzun dönemiydi aynı zamanda. Hayatta da mevsimlerde de.. Günler uzun, paylaşımlar boldu. Daha önce ektiğin her şeyin üreme zamanıydı şimdi.
Yağmur , fırtınanın olmadığı dönemdi yaz. Deniz, güneş, tatildi, gece ateşböceği yakalamacaydı yaz.
Vitamindi, sebze, meyve bolluğuydu , zenginlikti esas. Ürünlerin para ettiği, tatillerde harcandığı , ev yapımlarının hızlandığı, düğünlerin mevsimiydi yaz.
Neşeydi, eğlenceydi, birliktelik,keyifti yaz.
Çocuklar için Okulsuz, ödevsiz, disiplinsiz bir yaşamdı,özgürlüğün yaşandığı,korkuların azaldığı..
Küçük ken yaz çalışmaktı,kışın rahat yaşamak için çalışmak,büyüdüğümde tatil oldu yazın adı.bir senenin çalışma ödülüydü yaz..bir hafta tatil di dinlenme,eğlenme,deniz,kum,güneşti,dostlarda sohbetti...
Şimdi senin gelişin oldu yaz.Benim için aylardan,mevsimlerden,günlerden sadece demir di.gözlerine bakmak tatil oldu derinliğinde yüzdüğüm,elini tutmak dost oldu konuştukça mutlu olduğum,sana sarılmak annem oldu güven duyduğum.

2 Temmuz 2013 Salı

DEMİR bir aylık ve ilk doktor kontrolümüz..29.06.2013

SEN GELDİN VE ÖMRÜM CENNETE DÖNDÜ...

Artık bir ay 2 günlüksün, bugün doktorun halil beyle ilk kaynaşma günündü.Elimizde bir sürü sorulacaklar listesiyle gittik hatta yolda tekrar yaptık fakat hiç birini soramadan geri geldik:)Doktorun biraz değişik çılgın bir adam,dövmeli, küpeli ,eğlenceli biri.Oda senin  gibi beşiktaşlı.(gerçi büyüdüğünde seçme hakkına sahipsin.)
Kilon 4,890 Boyun 57 cm olmuş.Gelişimin sağlığın gayet güzel ve bu durum beni çok mutlu ediyor:)
Doktor
 iğne ni yapmadan sen ağlama sesinle ortalığı yıktın ve doktorun sen ağlak bir çocuk olcaksın dedi,sanırım pek nazlı bir bebeksin gelişinde nazlıydı hala nazın devam ediyor.benim nazlı güzel kokulu oğlum iyiki varsın..